DAYATMALAR ve BEDEVİ
ZİHNİYETİ
Prof. Dr. Enis ÖKSÜZ
"Yesevi’den,
Yunus’tan,
Hacı Bektaş’tan,
Hacı Bayram’dan...vb. den sonra Bedevî bir
zihniyet çekilmiyor be kardeşim. . .
Bedevî zihniyeçiliği, Türk'ün bünyesine,
Türk'ün dünyasına uygun değil çünkü.
Bize karşı atom bombası kadar güçlü,
gavura karşı ise sinek kadar güçsüz, bu sahte olağanüstü güçlü Bedevilerden
bıktık artık.
Arada dağlar kadar arılık duruluk,
Arada dağlar kadar ilim irfan,
Arada dağlar kadar soy sop, gelenek
görenek, kültür ve aidiyet farkı var.
Din sosuna batırılmış habis bir ur gibi
içten içe çürüten, içten içe kuşatan, ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız.
Afyonun nerede ne zaman patlayacağı,
Haşhaşilerin sinsi bir yılan gibi nerede ne zaman sokacağı,
Nerede ne zaman bir Şerif Hüseyin,
Nerede ne zaman …
"Yesevi’den,
Horasan Erenlerinden,
Yunus’tan,
Hacı Bektaş’tan,
Hacı Bayram’dan...vb. den sonra Bedevî bir
zihniyet çekilmiyor be kardeşim. .
Bedevî zihniyeçiliği, Türk'ün bünyesine,
Türk'ün dünyasına uygun değil çünkü.
Bize karşı atom bombası kadar güçlü,
gavura karşı ise sinek kadar güçsüz, bu sahte olağanüstü güçlü Bedevilerden
bıktık artık.
Arada dağlar kadar arılık duruluk,
Arada dağlar kadar ilim irfan,
Arada dağlar kadar soy sop, gelenek
görenek, kültür ve aidiyet farkı var.
Din sosuna batırılmış habis bir ur gibi
içten içe çürüten, içten içe kuşatan, ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız.
Afyonun nerede ne zaman patlayacağı,
Haşhaşilerin sinsi bir yılan gibi nerede ne zaman sokacağı,
Nerede ne zaman bir Şerif Hüseyin,
Nerede ne zaman bir Şeyh Said,
Nerede ne zaman bir Hasan Sabbah, Nerede
ne zaman yeni bir FETO çıkacağı belli değil...
İstediğiniz kadar İslâm olun,
Aynı zamanda Türk olmadığınız sürece, bu
milletin manevî dünyasında size asla yer yoktur!..
Rahmetli Erol Güngör’ün azınlıklar için
söylediği söz tıpa tıp size de uyuyor vesselam.
Belki kafamızı karıştıracak belki bizi
biraz uğraştıracaksınız; ama eninde sonunda bu bünyeden muhakkak atılacaksınız.
Herkes kafasına şunu iyice soksun!
İstedikleri kadar Şeyh,
İstedikleri kadar, Gavs,
İstedikleri kadar kutup olsunlar.
İstedikleri kadar takla atıp, istedikleri
kadar allayıp pullasınlar.
İstedikleri kadar uçup, istedikleri kadar
ALLAH DOSTU (!) palavralarıyla milleti kandırsınlar,
İçinde Türk olmayan,
Türkün ruhu olmayan, herşey bu millet
için, bu coğrafya için, bu devlet için bir BEKA meselesidir .
Bunu kafamıza küçük harflerle değil, büyük
ve kalın harflerle muhakkak kazımak zorundayız...
Kazımadığımız müddetçe FETO ve türevleri
ne ilk ne de son olarak bu milleti can evinden vurmaya devam edeceklerdir.
Bataklık varsa sinek,
Sinek varsa sıtma muhakkak vardır...
Bu batağın çaresi, temiz suyun gürül gürül
çağlayacağı: "Türklük gurur ve şuuru, İslâm ahlak ve faziletidir."
Tarikatçı değilim, çünkü aklımı kim olursa
olsun kimseye ipotek edemem, ama çağdaş demokrasi, insan hak ve hürriyeti ve
Türk Milliyetçiliğindeki inançlara saygı prensibi gereği, tercihlerini böyle
belirleyen bütün arkadaşlara saygılıyım.
Umarım onlar da bana saygılı olurlar.
İlim için lazım olan aklın, din için de
lazım olduğuna inanalardanım; çünkü akla değer vermeyen ümmetlerin sonu Cennet
değil Cehennem'dir. Esarettir, uşaklıktır, rezilliktir, pisliktir...
Bunu görmek için ille âlim olmaya gerek
yok!
Ağzına kadar:
Hacı,
Hoca,
Seyyit,
Gavs,
Kutup,
Şeyh,
Şıh dolu İslâm Dünyasına bakmak yeter de
artar bile....
Biliyorsunuz Türk milliyetçiliği çok
sorgulandı. Özellikle de Tarikatlar tarafından; ama Allah’a şükür Milliyetçilik
her sorgunun altından alnının akıyla çıktı; fakat aynı şeyi Tarikat ve
Cemaatler için söyleyemeyiz....
Rezaletin biri bitmeden diğeri başlıyor.
Parelellik,
İhanet,
Ticaret,
Sapıklık,
Sahtekarlık,
Yobazlık,
Ajanlık,
Rüşvet,
İltimas,
Sahtecilik…
Skandalın haramın günahın ardı arkası
kesilmiyor...
Tevazu insanlık erdem ve güzel ahlâkın
yaşanması gereken yerlerde insan bu rezillikleri saymaya utanıyor.
Şimdi hepsi bunları, kendilerinin değil,
başka Tarikat ve Cemaatlerin yaptığını, zaten onların gerçek Tarikat ve Cemaat
olmayıp gerçek Tarikat ve Cemaatin kendileri olduğunu ispatlamanın
telaşındalar...
Yani anlayacağınız sorgulayacak başka şey
bulamayıp Türk'ün hayat damarı Türk Milliyetçiliğini sorgulayanlar şimdi
Çalap’ın tokatıyla çetin bir imtihanda...
Oysa, daha Mehdiliğe, ceza evinde
ülkücülere yaşattıklarına, bir birinden mübarek mübareklere, aklın aklını
oynattığı ritüellere, şarlatanlara, istila için ülkenin dört bir yanında mantar
gibi biten, her biri bir birinden karanlık odağın oyuncağı tapınak
şövalyelerine daha sıra gelmedi.
Düşünebiliyor musunuz bu ülkenin insanları
yıllarca kadının saçının bir tek teli görülsün mü, görülmesin mi diye birbirine
düşman edilirken televizyonlarda çatır çatır, çırıl çıplak kadın Mürit oynatan
pezevenkler yıllarca Tarikatçılık Cemaatçilik cakası sattı bu ülkeye....
Ne yalan söyliyeyim çağın en aydın
hareketinin, çağın en cahil insanlarıyla, çağın en temiz hareketinin, çağın en
rezil insanlarıyla sorguya çekilmesi ağrıma gidiyor.
Yaptıklarına bakacak olursanız demekki
boşa hedef seçmemişler milliyetçiliği.
Tarikatçı arkadaşlarıma millî ve manevî
dünyamızın teminatı milliyetçiliği bir kez daha düşünmelerini öneriyorum.
15 Temmuzdan sonra efendim biz zaten
milliyetçiyiz gibi komik takiyyelere hiç gerek yok!
Milliyetçi olsanız ağzına kadar Ermiş,
Derviş, Pir, Dede, Alperen , Veli dolu Anadulu’da üç kıtada İslâm'ın
bayraktarlığını yapan Türk ulularını bırakıp Arap Bedevizminin meçhul
ulularının (!) peşine düşmezsiniz...
Tarikatçı olacaksanız Ahmet Yesevî gibi,
Yunus gibi,
Hacı Bektaş gibi,
Tapduk Emre gibi,
Ahi Evran gibi
Hacı Bayram gibi yerli ve millî
olacaksınız yabancı değil...
‘’Gelin canlar bir olalım’’ diyeceksiniz
ki sözünüz Adriyatik’ten Çin Seddine bütün bir Türk dünyasında yankılanacak.
‘’Bir kez gönül yıktın ise kıldığınız
namaz namaz değildir’’ Diyemiyorsanız susacaksınız.
Halep ordaysa arşın burada. Bu iş öyle
yanmaz kefen, sırattan geçiren terlik, deve sidiği, cezbe, rüya, papağan gibi
eski alimlerinin sözlerini nakletmek hele hele de fütursuz ve hadsizce Allah ve
Resulünü bu işe alet etmekle olmuyor.
‘’Dervişlik olsaydı taç ile hırka, biz
dahi alırdık otuza kırka’’
Şeyhleriniz, Tarikatlarınız varsa bir
kerameti bizden olan kurtulur diye zümrecilikle değil,
Türk Tarikat ve ulularındaki gibi, millet
için, insanlık için çıkacak ortaya.
‘’Gel gör beni aşk neyledi?’’ Diyemeyen
aşkın,
‘’Yaradılanı hoş gördük yaratandan ötürü’’
Diyemeyen sevginin postuna oturmayacak. Arkadaş.
‘’Dinine dizlerinle değil, kalbinle
bağlan’’ Diyebilen bir Şeyh olmadıktan sonra o Tarikatın ne önemi var.
Bu asil millet için:
'’Bir olalım iri olalım diri olalım’’,
"Eline beline diline sahip ol’’,
"Bölüşerek tok, bölünerek yok
oluruz’’ diyen milli şuura sahip Türk ulularını ne zaman keşfedeceksiniz acaba?
‘’Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde,
Hakkın yarattığı her şey yerli yerinde,
Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok.
Noksanlık, eksiklik, senin görüşlerinde’’
diyebilseydi Şeyhleriniz, Tarikatlarınız
yobazlık ve sapıklık suçlamalarına bu kadar maruz kalır mıydı acaba?..
‘’İlim beşikte başlar mezarda biter’’
‘’En büyük keramet çalışmaktır.’’ diyen
Mutasavvıflardan sonra kusura bakmayın da çalışmadan saltanat süren Şeyhler pek
akılcı gelmiyor insana.
‘’İncinsen de incitme ‘’
‘’Kadınlarınızı okutunuz, kadınları
okumayan millet yükselemez’’ Sözünü kim niye söylemiş acaba?
‘’İslam’ın temeli güzel ahlak; ahlâkın özü
bilgi; bilginin özü akıldır’’ diyen Pirlerden sonra acaba aklı ipotek etmek
niye nasıl ve nerden çöreklendi bu coğrafyaya?
‘’Kuvvetini mazluma değil zalime kullan’’
Sözü yerine fırıl fırıl iktidar peşinde koşmak tarikatçılık cemeatçilik Allah
dostluğu mu oluyor şimdi?
‘’Hararet nardadır sacda değil, Keramet
baştadır, taç da değil. Her ne ararsan kendinde ara, Kudüs de Mekke de hac da
değil’’
‘’Çalışmadan geçinenler bizden değildir’’
Sözünden ders almayan şeyh şeyh olabilir mi?
‘’Eşine işine aşına özen göster’’
‘’Hak ile sabır dileyip, bize gelen
bizdendir. Akıl ve ahlak ile çalışıp, bizi geçen bizdendir’’ Sözlerini hiç
duydunuz mu acaba?
‘’İslami Hükümleri tam bilmeyen, tatbik
etmeyen bir kimse, Evliyâlık yolunda bulunmaya kalkarsa, bunun imanını şeytan
çalar!’’ diyen Yesevî demek ki boşa dememiş bu sözleri.
Anlayacağınız bütün Tarikat ve Cemaatler
iktidar sofrasında nimet yarışına girip bizi Ortadoğu batağına çekerken,
Türkistan Uluları ‘’Padişah huzurunda dahi olsanız hakkı ve hakikati
söylemekten çekinmeyiniz!’’ diyerek hâlâ aydınlatmaya devam ediyorlar bizleri.
Öyle görünüyor ki biz ne dersek diyelim
Tarikat ve Cemaatler mesele ister küresel güçler, ister gizli ve açık yürütülen
Arap Milliyetçiliği, ister cahillik, ister Vahabi Selefiyeciliği ve ister
yobazlıktan geçinen din tüccarları olsun Türk'ün, ilelebet süren varlık
mücadelesinde Türk'ün en hayati varlık sorunları olmaya devam
edecektir..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder